aklımdan gitmedi ihanetinin bedeli

birinci bölüm

 


OFİS TEMMUZ 2012

(Talat, Filiz, Ömer)

   Temmuz sıcağında hiç susmayacakmış gibi çalan telefonlar, personelin uğultusu, araç sesleri, sıcak, nem hepsi üzerine geliyor gibiydi Talat'ın. Koltuğunu geriye yaslayıp gözlerini kapadı. Tüm bu karmaşayı kendini huzursuz eden bu kirliliği duymazdan gelmek istedi. Ne yaparsa yapsın kurtulamıyordu. Büyük bir kalabalığın içinde tek başına yaşıyor gibiydi. Koltuğundan doğruldu pencereye doğru yöneldi. Gözleri dışarıyı süzdü bir müddet. 

   Aşırı sıcak ile birleşen şehrin kalabalığı gürültüsü üzerine geliyordu sanki. Ancak görebiliyordu bu durumda olan sadece kendisi değildi dışarıdaki insanlardan da aynı durumda olanlar vardı evet bunu açıkça görebiliyordu. Tek kaybolan  Talat değildi yalnızlık denizinde. 

   -"Banane herkesten, evet bir sürü insan var kimi dost, kimi arkadaş, kimi sevgili, ama hepsi kuru gürültü hepsi yalan ben varım sadece ben"

    diyerek mırıldandı camdan dışarıya bakarken. 

   -"Efendim anlayamadım bir isteğinizmi var?"

    sesi ile irkildi. Arkasına dönüp baktığında Filiz'in elinde dosya ile kendine baktığını farketti. Bir an duraksadı. Filiz'e baktı. Ne zaman gelmişti, niçin bu kadar sessizce sokulmuştu, üstelik nasıl odasına girebilmişti haber vermeden ve Filiz bunu asla yapmazdı. Merak dolu gözlerle süzdü Filiz'i. Gözleri hapsolmuştu Filiz'in gözlerinde, bedeninde. Kendinden geçecek gibiydi, hafifçe gözlerini kısarak tam konuşacak belkide istemediği pişman olacağı kelimeler sarf edecektiki hemen toparlandı ve

   -"Pardon Filiz dalmışım, burada olduğunu unutmuştum bir an, umarım seni kıracak rahatsız edecek kelimeler dökülmemiştir dilimden?"

   -"Rİca ederim, o nasıl söz ne rahatsızlığı, yalnız endişelendim biraz, uzun süre sesiz ve dönük kalındığınızda merak ettim."

    diyerek Talat'ın karşısına oturdu. Öyle söylemişti ama farkında idi Talat'taki bu sıkıntılı durumun ve kendini bu durumdan çıkaracak bir yol aradığının.

  Her hareketi,  her mimiği ağzından istem dışı kaçırdığı o sözler, kendisine asla söyleyemeyeceği o sözler Talat'ın şuanki resmi idi.

   -"Belki kızacaksın "sanane" diyeceksin ama çok sıkıntılı görünüyorsun, yapabileceğim bir şey varmı? 

    dedi ve gözlerini yorgun, bıkkın, mutsuz görünen gözlerinde birleştirdi yalvarırcasına.

   -"Teşekkür ederim iyi niyetine. Filiz emin ol ki yaslanacak bir omuz aradığımda yanımda olmasını istediğim tek kişi sen olacaksın. Ama bana şimdilik müsaade lütfen. Dilersen sende çıkabilirsin hem ufaklığa da selam söylersin benden"

   diyen Talat gülümseyerek Filiz'i odadan uzaklaştırma isteğini belli etmişti.

   -"Bir kere daha teşekkür ederim. Ancak halletmem gereken işlerim var. Ufaklık akşamı bekleyebilir selamınız için müsadenizle"

     diyerek kalktı. Dudaklarında hafif bir gülümseme ile kapıyı açmak için elini uzattığında birden sert bir şekilde açılan kapı eline çarptı.

   -"Talat Bey Talat Bey !! "

 sesi ile yankılanmaya başladı bir anda oda. Ömer büyük bir öfke ve hırs ile kapıyı bile çalmadan içeriye girmiş ve olduğu yerde titrer bir halde Talat'a bakıyor ve

   -"Talat Bey"den  

  başka bir şey çıkmıyordu ağzından. Gittikçe soluklaşan yüzüne halsizlik çöküyordu ve Ömer'in eli kapı koluna takılı kalarak Filiz müdahale bile edemeden baygınlık haliyle yere düştü.

    Talat ve Filiz telaşla Ömer'in yanına koştular ve yerden kaldırarak koltuğa yatırdılar. Ömer derin derin nefes almaya çalışıyor fakat oldukça zorlanıyordu. Hemen ceketini çıkarıp kravatını ve gömleğinin düğmelerini açtılar. Filiz eline su alıp saçlarına, alnına sürüyor sakinleştirmeye kendine getirmeye çalışıyordu Ömer'i.

    Talat sukünet içinde şirketinin en önemli taşlarından biri olan Ömer'e bakıyor, sakin olması için telkinde bulunuyor ve

   -"Ömer, Ömer kardeşim,  ne olur sakin ol,  kendine gel"

 diyordu. Talat Ömer'i çocukluğundan ve sonrasında üniversite yıllarından tanırdı. Askerliğinden sonra kurduğu şirkete çok sevdiği can dostum dediği Ömer'i ortak olarak almak istemiş fakat Ömer bunu reddederek dilerse şirketin muhasebe işlemleri ile ilgilenebileceğini söylemiş Talat'ın onayı ile işe başlamıştı.

   -" Kendine gelmeye başladı nefes almasıda normal gibi"

 dedi Filiz ve

   -"İyimisin Ömer biraz soluklanıp oturabilecekmisin?"

 Ömer'in başı ile tasdik etmesi üzerine sırtından destek vererek koltuğa oturmasına yardım etti.

   -"Buyrun lütfen"

  diyerek bir bardak su uzattı. Talat ve Filiz birer koltuk çekerek Ömer'in karşısına oturdular. Kimse bir şey konuşmuyordu. Tüm gözler Ömer'in üzerinde idi. Ömer suyunu içerken tek dikkat çeken gözlerinden akan yaşların süzülerek çenesinden göğsüne düşmesi idi. 

    Talat ve Filiz gözgöze geldiler. İkisinizde yüzünde şaşırma ifadesi belirmişti. Talat dudaklarını bükerek Filiz'e göz kırpıyordu. Hafifçe gösterdiği tebessümün Ömer tarafından görülmemesi için yüzünü şekilden şekile sokuyordu. Her ikiside biliyorduki Ömer dürüst, çalışkan, şirkette her zaman profesyonel ve ciddi bir eleman, kapıdan çıkar çıkmaz ise; dost canlısı, sempatik, sıcacık, yüreği sevgi dolu bir o kadarda şımarık biri idi. 

  İki farklı bedende var olan tek canmışcasına ikiside aklından

   -"Bizim Ömer ilk defa iş ile dışarıyı karıştırdı"

 diyorlardı.

   -"Aferdesiniz, bölüyorum eğlencenizi, alttan alta gülümsemenizi ancak beni dinlemelisiniz. "

 sesi ile ikiside Ömer'e döndüler, yarı mahcubiyet ile

   -"Ömerrrrr"

 diye çıkıştılar. 

   -"Talat gülüyorsun ama şirket hesabından 500.000 $  kaybolmuş, buhar olmuş. Sabah baktığımda normal idi. Ancak şuanda 500.000$ eksik var hesaplarda. Ne oldu, nasıl oldu anlayamadım, bankayı bile arayamadan koşarak buraya geldim. Gülmenin dalga geçmenin zamanı değil"

  dedi ve gözlerini tavana dikerek bir süre sessiz kaldı sonra tekrar koltuğa yığılıverdi. Kendine geldiğinde Talat Filiz'e işaret ederek odadan çıkmasını işaret etti ve Ömer'e dönerek;

   -"Bak Ömer para meselesi seni yormasın, yıpratmasın. Takma kafana, unut gitsin."

   -"İyi biliyorsun ki parayı çalan kişi yada kişileri tüm bu olanaklarımızda biz bulamazsak şu koca dünyada bulabilecek kimse yok demektir. Sen merak etme fazlasıyla söke söke alırız.''

   -"Tamam Talat anladım. Bir an panikledim işte. Malum meblağ biraz fazla. Toparlanırım şimdi senide bilgilendiririm."

   -"Ömer ben çıkacağım az sonra, evde olacağım bu akşam. Sen sabah masama bırakırsın gerekli olan her türlü bilgiyi. Bunu yapanların ölmüş yaşayan yakınları dahil tüm bilgileri en ince ayrıntısına kadar tamam?"

   -"Birde Ömer, dikkat ettin sanırım! Sadece masama bırak dedim. Sakın herifleri kuşkulandıracak bir şey yapma"

   -"Peki sana iyi geceler bana müsaade malum araştırma vakti"

   -"Görüşürüz çıkıyorum ben iyi geceler"


ikinci bölüm

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol